2 Mart 2011

Polat'in takimi.


Ziraat Türkiye Kupasi'nda Polat'in takimini eleyip yari finale kalan Gaziantepspor'u tebrik ederiz.
Evet, bugün TRT ekranlarda gördügümüz ondan önce LigTv kanalindan izledigimiz takimin Galatasaray olduguna kendimi hala inandiramadigim için kisaca "Polat'in takimi" diyip olasi
şok sonucu komaya girmemek için bu adi verdim, sari-kirmizi formali takima. Sonuçta Polat'in eseri degil midir bu takim ?

Iki, üç haftadir "bu" takimin hiç bir maçini izlemedim, izleyemedim degil izlemedim. Izlemek istemedim. Neden izleyeyimki ? Futbol demeye bin sahit isteyen bu oyunu izleyipte kendimi neden bile bile sinir krizine sokayim ? Oyuna futbol demek için bin sahit ister, bu oyunculara futbolcu demek için kaç milyon sahit ister bilemiyorum.

Maç sirasinda söyle bir geriye gittim ;
Rahmetli sayin Özhan Canaydin'nin baskanlik koltugunda son senesinde Kalli gelmisti takimin basina. Baskan Özhan Canaydin'di fakat takimla daha çok Adnan Polat ilgileniyordu.
Takim gençlestirildi, eskiler gönderildi (bakiniz : Mondragon, Song, Thomas..), yeni isimler geldi ki Lincoln'da bunlarin içinde.
Maçlar kazanildi, liderlik koltuguna oturduk, çok güzel bir futbol izledik haftalarca. Fakat daha sonra bir çok nedenden dolayi isler yolunda gitmemeye basladi, sampiyonluk gitti gidiyor derken Kalli'nin istifasi istenildi, ve böylece atildi istikrarsizligimizin ilk adimlari...
Cevat Güler ligin sonuna kadar takimin basinda durdu, sampiyon olduk, bu sampiyonluk örttü belki bazi yanlislari.

Cogumuz adini ilk defa duyan Skibbe getirildi teknik direktör olarak. Kewell, Baros transferleri, Lincoln'e bir sans daha verilmesi büyüledi taraftari. Ne yazik ki Skibbe'yle de devam edemedik daha fazla ve Bülent Korkmaz geldi. Bordeaux galibiyeti ile taraftardan ve medyadan vizeyi aldi Büyük Kaptan fakat vizenin süresi kisa sürdü malesef, onunlada ayrildi yollarimiz.

Ne olacak bu takimin hali? gibi sorular fisildanilirken Rijkaard haberi herkeslerin agzini açik birakti. Evet evet Rijkaard gelmisti. Keita, Elano gibi transferler bir süre agzimizin kapanmasini engelledi. Her gün yeni bir yildiz transferiyle uyaniyorduk, hayat güzeldi. Lincoln'lede ayrilmisti zaten yollarimiz, bizden mutlusu yoktu. Hatirladiniz mi o güzel yaz günlerini daha güzel yapan Galatasaray'i ?
Lig'in ilk 7-8 haftasinda muhtesem bir Galatasaray vardi yesil sahalarda kükreyen, ona buna 3-4 tane atan. Ne yazik ki bu rüyada kisa sürdü, Fenerbahçe derbisinden sonra inanilmaz bir düsüs yasadik.

Ama, Rijkaard bu dedik, basari iki günde gelmez dedik, devam ettik uçlarina ak düsmüz kivircik saçlimizla. Olmadi, sabir edemedik, alinan kötü sonuçlar, oynanan futbol tatmin etmedi çogumuzu. Gitti Rijkaard'imiz.

Hagi'miz geldi, sahsen bende kredisi asla tükenmeyecektir çünkü ben onu her zaman "El Comandante" olarak hatirlayacagim. Evet basarisiz, çok hata yapiyor, iyi bir teknik direktör degil. Sezon sonunda gidecektir büyük ihtimal.

Peki bu sefer kim gelecek Polat ?
Belkide senin "elveda" deme vaktindir haa?
Istenmiyorsun Polat.
GALATASARAY spor kulübüdür, bu kismi es geçtin heralde.
Güle güle ADNAN POLAT!

Polat'in takimini sevmiyorum, sevmeyecegimde.
Ama Galatasaray, senin için canimi veririm biliyorsun..

Ölelim ulan Galatasaray.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder